to have permanent residence somewhere

listen to the pronunciation of to have permanent residence somewhere
الإنجليزية - التركية

تعريف to have permanent residence somewhere في الإنجليزية التركية القاموس.

live
yaşamak

Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum. - I would like to live in the quiet country.

Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz. - All of us want to live as long as possible.

live
live and learn yaşadıkça ögrenmek
live
{s} güncel
live
{f} on ile geçinmek
live
(Televizyon) canlı yayın

Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak. - The soccer game will be transmitted live at five p.m.

Sarhoş bir TV sunucusu, canlı yayın esnasında istifra etti. - A drunk TV presenter vomited during a live broadcast.

live
akımlı
live
cereyanlı (tel/ray vb)
live
radyo

Dan radyoda canlı çaldı. - Dan played live on the radio.

live
gereksinimlerini karşılamak
live
çıngıyla yüklü
live
cereyanlı
live
canlı (yayın)
live
diri
live
(yayın) naklen
live
canlı

Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı. - My grandfather is 90 years old and very lively.

Kedi canlı bir fare ile oynuyordu. - The cat was playing with a live mouse.

live
ömür sürmek
live
hayatta olmak
live
eğleşmek
live
{s} patlamamış (bomba)
الإنجليزية - الإنجليزية
live

He lives in LA, but he's staying here over the summer.

to have permanent residence somewhere

    الواصلة

    to have per·ma·nent res·i·dence some·where

    التركية النطق

    tı häv pırmınınt rezîdıns sʌmhwer

    النطق

    /tə ˈhav ˈpərmənənt ˈrezədəns ˈsəmˌhwer/ /tə ˈhæv ˈpɜrmənənt ˈrɛzɪdəns ˈsʌmˌhwɛr/
المفضلات