Tom'un şu ana kadar yapmayı denemek istediği en tehlikeli şey zehirli bir yılanı tutmaktı.
- The most dangerous thing Tom ever wanted to try to do was to hold a poisonous snake.
Tom barajın tutmayacağını bilemezdi.
- Tom had no way of knowing that the dam wouldn't hold.
Sadece onun elini tutmak istiyorum.
- I just want to hold her hand.
Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.
- The girl tried hard to hold back her tears.
Tom ve Mary el ele tutuşuyorlar.
- Tom and Mary are holding hands.
Mary, Tom ve Conchita'yı el ele tutuşurlarken gördü.
- Mary saw Tom and Conchita holding hands.
Yarın öğleden sonra ilk olarak personel toplantısı yapmak istiyorum, bu yüzden konferans salonunu ayırır mısın?
- I'd like to hold a staff meeting first thing tomorrow afternoon, so could you reserve the conference room?
The general ordered the colonel to hold his position at all costs.