Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
- Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
Onların şirket garantisi otuz gündür.
- Their company guarantee is for thirty days.
Başarımız güvence altındadır.
- Our success is guaranteed.
Tom hiç güvence vermiyor.
- Tom's not making any guarantees.
O, benim borcuma kefil oldu.
- He guaranteed my debt.
O onun borçlarına kefil oldu.
- She guaranteed his debts.
Sonucun hesabını vermek zorundasın.
- You've got to answer for the outcome.
Onun dürüstlüğü için cevap veriyorum.
- I answer for her honesty.
Tom cevap vermek için çok şeye sahip.
- Tom has a lot to answer for.
Ezbere öğrenme sınavları geçmenizde fayda sağlayabilir ama konuyu gerçekten anlayacağınızın teminatı değildir.
- Rote learning might help you to pass exams, but it's no guarantee that you'll really understand the subject matter.
ABD'de din özgürlüğü Haklar Bildirisinin teminatlarından biridir.
- In the U.S., freedom of religion is one of the guarantees of the Bill of Rights.
Onlara başarıyı garanti etmiyorum.
- I'm not guaranteeing them success.
Henüz onu garanti etmezdim.
- I wouldn't guarantee it yet.
Ezbere öğrenme sınavları geçmenizde fayda sağlayabilir ama konuyu gerçekten anlayacağınızın teminatı değildir.
- Rote learning might help you to pass exams, but it's no guarantee that you'll really understand the subject matter.
ABD'de din özgürlüğü Haklar Bildirisinin teminatlarından biridir.
- In the U.S., freedom of religion is one of the guarantees of the Bill of Rights.
Ben mektubu mühürlemeden önce birkaç kelime ekleyin.
- Add a few words before I seal the letter.
Bu odanın mühürlenmesini istiyorum.
- I want this room sealed.
I will answer for his debt, if he can't pay on the day.
Can you give me a guarantee that he will be fit for the match?.
The cooker comes with a 5-year guarantee.
... guarantee and will the peace the world in which everyone feels that they have ...
... There is no guarantee that it will continue though. Environmental challenges, the challenges ...