Takriben senin yaşındayız.
- We are about your age.
O, takriben seninle aynı yaştadır.
- He's about the same age as you are.
İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.
- When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.
Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler.
- People say I look about the same age as my sister.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- They study about the function of the brain.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.
- Tom is rich enough to buy just about anything he wants.
O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.
- He put up a notice about the change in price.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
- She kept silent about the problem.
Biz ateş etrafında dans ettik.
- We danced about the fire.
Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır.
- It takes the Sun about 230 million years to make one complete orbit around the Milky Way.
Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
- Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.
- Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.
Kitabım buralarda bir yerde ama üstüne varamıyorum.
- My book is floating about here somewhere but I just can't find it.
Buralarda anahtarımı kaybettim.
- I lost my key about here.
Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı.
- The old man looked about for his hat.
Tom ayağa kalktı ve etrafına baktı.
- Tom stood up and looked about.