Takılmak istemiyorum.
- I don't want to stick around.
Tom ne olacağını görmek için takılmak istiyordu. Ne yazık ki, gitmek zorunda kaldı.
- Tom wanted to stick around to see what would happen. Unfortunately, he had to leave.
Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.
- Stop sticking your nose into other people's business.
Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın.
- Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.
Stick the label on the jar.