to give way; to succumb to a force

listen to the pronunciation of to give way; to succumb to a force
الإنجليزية - التركية

تعريف to give way; to succumb to a force في الإنجليزية التركية القاموس.

yield
{f} ürün vermek
yield
{i} kazanç

Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor. - The investment now yields him 6%.

yield
{f} yol vermek
yield
(Ticaret) kar

Günaha karşı boyun eğmemelisin. - You must not yield to temptation.

O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı. - He finally yielded to the request of his wife and bought a house.

yield
teslim bayrağı çekmek
yield
belvermek
yield
kar getirmek
yield
ram olmak
yield
(Arılık) bal ürünü
yield
çökmek
yield
(ürün, vergi, sonuç) vermek; (kâr, kazanç) getirmek
yield
{f} karşı koyamamak
yield
kırılma
yield
{f} eğilmek (tahta vb)
yield
bel vermek
yield
{f} uyum sağlamak
yield
(fiil) vermek, sağlamak, ürün vermek, eğilmek (tahta vb), karşı koyamamak, yol vermek, esnemek, uyum sağlamak, yerini bırakmak, açığa vurmak
yield
ödemek
yield
(ürün/vergi/sonuç) vermek; (kâr/kazanç) getirmek: That tree always yielded a lot of fruit. O ağaç hep çok meyve verirdi. This new levy
yield
yenilme
الإنجليزية - الإنجليزية
yield

He turned the handle as he spoke, but the door did not yield. We threw ourselves against it. With a crash it burst open, and we almost fell headlong into the room.

to give way; to succumb to a force
المفضلات