to give one's word, assure, engage

listen to the pronunciation of to give one's word, assure, engage
الإنجليزية - التركية

تعريف to give one's word, assure, engage في الإنجليزية التركية القاموس.

promise
{f} söz vermek

Sen bana yalnızca bir şey için söz vermek zorundasın. - You just have to promise me one thing.

Meksika yasalarına uymak için söz vermek zorunda kaldılar. - They had to promise to obey the laws of Mexico.

promise
{i} umut verici şey
promise
ant içmek
promise
-eceğe benzemek
promise
ikrar vermek
promise
vaatte bulunmak
promise
vadetmek
promise
belirtisi olmak
promise
söz ver

O,yakında geri gelmek için bana söz verdi. - He gave me a promise to come back soon.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - He promised to meet her at the coffee shop.

promise
göstermek

Tom onu nasıl yaptığını bana göstermek için söz verdi. - Tom promised to show me how to do it.

promise
vaadetmek
promise
{f} 1. söz vermek, vaat etmek, vadetmek: Promise me you'll come! Geleceğine söz ver! You promised to do
promise
özellikle evlenme vaadini tutmayış
promise
ümit verici şey
promise
(fiil) söz vermek, vâât etmek, temin etmek, umut vermek, umutlu olmak, benzemek ( ceğe)
promise
{f} umut vermek
promise
{f} umutlu olmak
promise
(isim) söz, vâât, umut, umut verici şey
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} promise
to give one's word, assure, engage
المفضلات