to give (someone) notice of (something)

listen to the pronunciation of to give (someone) notice of (something)
الإنجليزية - التركية

تعريف to give (someone) notice of (something) في الإنجليزية التركية القاموس.

notify
bildirmek

Onun hakkında patronuna bildirmek zorunda kalacaksın. - You'll have to notify your boss about that.

notify
(Bilgisayar) uyar

Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın. - Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.

notify
ihbarda bulunmak
notify
haber vermek

Tamamen iyileştiğimi haber vermekten mutluluk duyuyorum. - I am happy to notify you that I have fully recovered.

Polise haber vermek zorundayız. - We have to notify the police.

notify
haberdar etmek
notify
bildir

Niçin polis bize bildirmedi? - Why didn't the police notify us?

3 dakika sonra bana bildirir misin? - Will you notify me after 3 minutes?

notify
{f} ihtar etmek
notify
ihbar

Derhal polise ihbar etmelisin. - You should notify the police at once.

notify
{f} tebliğ etmek
notify
haberdar et
notify
haber verme

Tamamen iyileştiğimi haber vermekten mutluluk duyuyorum. - I am happy to notify you that I have fully recovered.

Polise haber vermek zorundayız. - We have to notify the police.

الإنجليزية - الإنجليزية
notify
to give (someone) notice of (something)
المفضلات