Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to furnish with or put on strings, file, tighten

listen to the pronunciation of to furnish with or put on strings, file, tighten
الإنجليزية - التركية

تعريف to furnish with or put on strings, file, tighten في الإنجليزية التركية القاموس.

string
{i} sicim

Ne kadar uzunluğunda bir sicime ihtiyacın var? - How long a string do you need?

Polis, sahnenin arkasında sicim çeken biri olduğunu söylüyor. - The police say there's someone pulling string behind the scenes.

string
{i} dizi

Bir dizi felaket bölgeyi vurdu. - A string of disasters struck the region.

string
tel

Gitarımda bir tel kırdım. - I broke a string on my guitar.

Piyano tellerinden birisi kırılmış. - One of the piano strings is broken.

string
kılçık
string
ç
string
karakter dizisi
string
(Tekstil) ip, sicim
string
saz teli
string
{f} (boncuk v.b.'ni) ipe dizmek
string
{f} sıralamak
string
{f} (telli çalgıya/piyanoya) tel takmak
string
dizgi,v.ipe diz: n.ip
string
(Askeri) ÜSTTEN KADEMELİ UÇUŞ DÜZENİ: Uçakların tam birbiri arkasından ve kademeli olarak; yani gerideki uçaklar öndekilerden daha yüksekte olmak üzere, aldıkları uçuş düzeni
string
yaylı sazlar

Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür. - Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.

string
{f} aldatmak
string
{f} takmak tel
string
{i} (Bilgisayar) dizgi
string
{i} kordon
string
{i} (telli çalgılarda) tel/kiriş; (piyanoda) tel
string
{i} damar (yaprak)
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} string
to furnish with or put on strings, file, tighten
المفضلات