Bütün hükümetler bu konuda işbirliği yapmak zorunda kalacak.
- All governments will have to cooperate in this matter.
Tom'a işbirliği yapmak için ne karar verdirdi.
- What made Tom decide to cooperate?
Tom işbirliği yapmak için istekli.
- Tom is willing to cooperate.
Ebeveynlerin birbirleriyle işbirliği yapması gerekir.
- Parents need to cooperate with each other.
İşbirliği yapmanı öneririm.
- I suggest you cooperate.
Ebeveynlerin birbirleriyle işbirliği yapması gerekir.
- Parents need to cooperate with each other.