O, görevini yerine getirmek için sağlığını feda etti.
- He sacrificed his health to fulfill his duty.
Sen benim emirlerimi yerine getirmek için buradasın.
- You are here in order to fulfill my commands.
Sözlerinizi yerine getirmek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.
- You should do your best to carry out your promises.
Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır.
- One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan.
Planı uygulamak zordu.
- It was difficult to carry out the plan.
O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.
- He had to call on all his experience to carry out the plan.
Bu planı gerçekleştirmek zordur.
- It is hard to carry out this plan.
O, planını gerçekleştiremedi.
- He could not carry out his plan.
Ben bu planı gerçekleştirmek için kararlıyım.
- I am determined to carry out this plan.
Değişmez bir karar verdikten sonra, o, hayallerini gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladı.
- Having made an unwavering decision, he started to make plans to fulfill his dreams.
İsteklerimden herhangi birini benim için yapmamanı istiyorum.
- I ask you not to fulfill for me any of my requests.
Koşulları yerine getirmede başarısız oldular.
- They failed to fulfill the conditions.
Tom yükümlülüklerini yerine getirmedi.
- Tom didn't fulfill his obligations.
Uyku ihtiyacını gidermek yerine ihmal edenler, sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardır.
- Those who ignore rather than fulfill their need for sleep will soon encounter serious effects on their health.
The Boy was going to the seaside to-morrow. Everything was arranged, and now it only remained to carry out the doctor's orders.
My lady is positively fulfilled of grace.
This is the most fulfilling work I've ever done.
... he can fulfill his needs using only a tenth of a square mile of land. ...