تعريف to form or be at the end of; as, the letter k ends the word back في الإنجليزية التركية القاموس.
- word-self">end
- {f} sona ermek
Öyle sona ermek zorunda değildi.
-It didn't have to end like that.
Öyle sona ermek zorunda değil.
-It doesn't have to end like that.
- word-self">end
- {f} son vermek
Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.
-Scientists are working hard to put an end to AIDS.
Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum.
-I want to put an end to the quarrel.
- word-self">end
- son bulmak
- word-self">end
- sona erdirmek
Onlar sadece İngiliz egemenliğini sona erdirmek için savaştılar.
-They had just fought a war to end British rule.
Fadıl evliliği sona erdirmek istedi.
-Fadil wanted to end the marriage.
- word-self">end
- {i} mec. ölüm, son
- word-self">end
- son kısım
- word-self">end
- bitim
Onlar performansın bitiminden önce ayrıldılar.
-They left before the end of the performance.
Dersin bitimine kadar sadece on dakika var.
-There are only 10 minutes left until the end of the lesson.
- word-self">end
- {f} bit
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
-Life never ends but earthly life does.
Bu yaz tatili çok çabuk bitti.
-The summer vacation has come to an end too soon.
- word-self">end
- {i} erek
- word-self">end
- {i} akıbet
- word-self">end
- encam
- word-self">end
- {i} kalıntı
- word-self">end
- end onbaş başa
- word-self">end
- tos vuruşu gibi baş başa
- word-self">end
- (Tıp) Son, uç, herhangi bir oluşumun sonu veya ucu
- word-self">end
- baş
Sonunda başaracaksın.
-You will succeed in the end.
Başlangıcı olanın sonu da vardır.
-Whatever has a beginning also has an end.
- word-self">end
- (Tekstil) 1. uç 2. son
- word-self">end
- {f} bitirmek, son vermek; bitmek, sona ermek
- word-self">end
- bitme
Onun bitmeyen masallarından sıkıldım.
-He bored me with his endless tales.
Tatil bitmek üzeredir.
-The vacation is close to an end.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف to form or be at the end of; as, the letter k ends the word back في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- end