الإنجليزية - التركية
تعريف to form holes in, as a mole; to burrow; to excavate; as, to mole the earth في الإنجليزية التركية القاموس.
- mole
- köstebek
Korku dağlar için köstebek yuvaları alır.
-Fear takes molehills for mountains.
Dan İngiliz hükümetine çok gizli bilgiler satan bir köstebekti.
-Dan was a mole selling top secret information to the British government.
- mole
- yersıçanı
- mole
- körsıçan
- mole
- muhbir
- mole
- Talpa europaea
- mole
- ajan
- mole
- {i} mol
Atomlar molekülleri oluşturur.
-Atoms form molecules.
Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
-A molecule is made up of atoms.
- mole
- (isim) ben, ben [anat.], köstebek, dalgakıran, mendirek, mol, grammolekül
- mole
- {i} (Zooloji) köstebek, körsıçan
- mole
- ben/köstebek/dalgakıran
- mole
- {i} dalgakıran
- mole
- {i} ben, leke
- mole
- {i} k.dili. köstebek, casus
- mole
- herhangi bir maddenin gramla çarpılan molekül ağır1ığ
- mole
- {i} mendirek
- mole
- (Tıp) Et beni, ben, nevus
- mole
- insan vücudunda leke
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to form holes in, as a mole; to burrow; to excavate; as, to mole the earth في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- mole
to form holes in, as a mole; to burrow; to excavate; as, to mole the earth
النطق
Resimler
المفضلات