to form a line along

listen to the pronunciation of to form a line along
الإنجليزية - التركية

تعريف to form a line along في الإنجليزية التركية القاموس.

line
{i} hat

Onu aradım, ancak hat meşguldü. - I called her, but the line was busy.

Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim. - I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi. - Tom drew a straight line on the paper.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak. - In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

form a line
sıra olmak
form a line
sıra olmak, sıraya girmek
line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı. - Tom had to wait in line for three hours.

Biz kuyrukta ayakta bekletildik. - We were made to stand in line.

line
dizgin
الإنجليزية - الإنجليزية
line

Knee-high garden lamps lined the path; Jim was careful to stay in their pools. Assuming he was being watched, the last thing he wanted to do was give them any reason to chase after him in the dark.

form a line
arrange in a row; be arranged in a row
to form a line along

    الواصلة

    to form a line a·long

    التركية النطق

    tı fôrm ı layn ılông

    النطق

    /tə ˈfôrm ə ˈlīn əˈlôɴɢ/ /tə ˈfɔːrm ə ˈlaɪn əˈlɔːŋ/
المفضلات