Kendini affetmek zorundasın.
- You have to forgive yourself.
Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.
- To understand all is to forgive all.
Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
- Forgive them, for they know not what they do.
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Tom, Tanrı'dan kendisini bağışlamasını istedi.
- Tom asked God to forgive him.
Tom muhtemelen bunu yaptığı için bağışlanmayacak.
- Tom won't likely be forgiven for doing that.
Tom bağışlanma için Mary'ye yalvardı.
- Tom begged Mary for forgiveness.
Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
- Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
Sorduğum için özür dilerim.
- Pardon me for asking.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, iyiliğin için çok teşekkürler.
- Pardon the bother, and many thanks for your kindness.
... into what's haunting you and you need to learn to forgive ...
... Forgive him when his tongue lies through his brain, even ...