to forebode as near, or likely to occur; to surmise

listen to the pronunciation of to forebode as near, or likely to occur; to surmise
الإنجليزية - التركية

تعريف to forebode as near, or likely to occur; to surmise في الإنجليزية التركية القاموس.

mistrust
güvensizlik

Yaşlı kadın bana somurtkanlık ve güvensizlikle baktı. - The old woman looked at me with surliness and mistrust.

Güvensizlik güvenliğin anasıdır. - Mistrust is the mother of safety.

mistrust
kuşku

Yaşlı kadın bana öfkeyle ve kuşkuyla baktı. - The old woman looked at me with surliness and mistrust.

mistrust
itimat etmemek
mistrust
kuşkulanmak
mistrust
{f} güven

Güvensizlik güvenliğin anasıdır. - Mistrust is the mother of safety.

Arkadaşlarımıza güvenmemek onlar tarafından aldatılmaktan daha aşağılayıcıdır. - It is more ignominious to mistrust our friends than to be deceived by them.

mistrust
şüpheli
mistrust
hakkında şüphe etmek
mistrust
{i} şüphe
mistrust
{f} güvenmemek

Arkadaşlarımıza güvenmemek onlar tarafından aldatılmaktan daha aşağılayıcıdır. - It is more ignominious to mistrust our friends than to be deceived by them.

mistrust
mistrustfulgüvensiz
mistrust
güvenme

Arkadaşlarımıza güvenmemek onlar tarafından aldatılmaktan daha aşağılayıcıdır. - It is more ignominious to mistrust our friends than to be deceived by them.

mistrust
{f} şüphe etmek
mistrust
{f} -e güvenmemek, -den kuşkulanmak/şüphe etmek
mistrust
kuşkulu
الإنجليزية - الإنجليزية
mistrust
to forebode as near, or likely to occur; to surmise
المفضلات