الإنجليزية - التركية
تعريف to fool; to baffle; to make (a person) an object of ridicule في الإنجليزية التركية القاموس.
- guy
- adam
Niçin adamları topluyorsunuz?
-Why were you picking up guys?
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
-That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
- guy
- herif
Tom öyle herifleden nefret eder.
-Tom hates guys like that.
Şu herifi tanımıyor musun?
-Don't you recognize that guy?
- guy
- {f} takılmak
Tüm yapmak istediğim siz çocuklarla takılmak.
-All I want to do is hang out with you guys.
Tom tam olarak Mary'nin takılmak istediği adam türü.
-Tom is exactly the sort of guy Mary wants to hang out with.
- guy
- ip
- guy
- herifçioğlu
- guy
- alaya almak
- guy
- vento
- guy
- adamcık
- guy
- {f} alay et
Bütün adamlar onunla alay ettiler.
-The guys all made fun of him.
- guy
- halat/adam
- guy
- halatla tutturmak
- guy
- gemi direklerini yerlerinde saptayan halat
- guy
- çıkarılan veya indirilen yükü yerinde tutan halat
- guy
- taklit et
- guy
- i., k.dili. adam
- guy
- {f} alay etmek
- guy
- {f} rezil etmek
- guy
- {f} bağlamak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to fool; to baffle; to make (a person) an object of ridicule في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- guy
to fool; to baffle; to make (a person) an object of ridicule
الواصلة
to fool; to baffle; to make (a person) an ob·ject of rid·i·culeالنطق
Resimler
المفضلات