Polis tıbbi konulardaki kriminal suçlamaları izlemekte isteksizdir.
- The police are reluctant to pursue criminal charges in medical cases.
Eğitimini sürdürmek istiyor musun?
- Do you intend to pursue your education?
Şiddete son ver; barışın peşinden koş.
- End violence; pursue peace.
Ben uluslararası finansta bir kariyer peşinde koşmayı planlıyorum.
- I plan to pursue a career in international finance.
He now feared for his life, and believed US intelligence agents would pursue him.