Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.
- Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.
Ev alevler içindeydi.
- The house was in flames.
O kendini aşk ateşinin kollarına bıraktı.
- She gave herself to flames of love.
Bazı alevlenmeyi geciktiriciler kanser ve hormonal bozulmalara neden olabilir.
- Some flame retardants can cause cancer and hormonal disruptions.
Nicolas Flamel kurşunu altına dönüştürmeyi hayal etti.
- Nicolas Flamel dreamed of turning lead into gold.
Küçük bir kıvılcım sık sık büyük bir alevi ateşler.
- A small spark often ignites a big flame.
Araba devrildi ve ateş aldı.
- The car turned over and burst into flames.
Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.
- The logs flamed brightly.
flame colour:.