Tom çengele bir solucan taktı.
- Tom put a worm on the hook.
Kuş solucanları arıyordu.
- The bird was looking for worms.
Kirazların içinde kurt var.
- The cherries are wormy.
Kurtlanmış elmadan sadece bir ısırık aldım.
- I just took a bite from a wormy apple.
Worm and parcel with the lay; turn and serve the other way.