Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to feel fear about (something)

listen to the pronunciation of to feel fear about (something)
الإنجليزية - التركية

تعريف to feel fear about (something) في الإنجليزية التركية القاموس.

fear
{f} korkmak

Kaçınılamaz şeyden korkmak aptalcadır. - It is foolish to fear what you cannot avoid.

Ölümden korkmak, ölmekten daha acımasızdır. - It is more cruel to fear death than to die.

fear
korku

Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar. - They fear that he may be dead.

Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur. - This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.

fear
{i} kaygı
fear
{i} sıkıntı
fear
{i} risk
fear
{i} çekinme
fear
kaygı endişe
fear
endişe

Tom'un güvenliği için endişe ediyorum. - I fear for Tom's safety.

Tom'un hastalığı ne kadar ciddi? En kötü ihtimalmiş gibi endişelenmeliyiz. - How serious is Tom's sickness? - We should fear the worst.

fear
(for ile) endişe etmek
fear
telaşlanmak
fear
{f} allah'tan korkmak
fear
öyle bir tehlike yok
fear
{f} endişe etmek
fear
gözüpek
fear
(isim) korku, dehşet, endişe, kaygı, sıkıntı, dert, risk, çekinme, korkma
fear
(fiil) korkmak, endişe etmek, kuşkulanmak, kuruntu etmek, çekinmek, allah'tan korkmak
fear
ve
fear
{f} kuşkulanmak
الإنجليزية - الإنجليزية
fear

I fear the worst will happen.