Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.
- Please put a cassette in the VCR and press the record button.
O biraz daha uzun kalmam için bana baskı yaptı.
- He pressed me to stay a little longer.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Kalabalık kapıya doğru bastırdı.
- The crowd pressed toward the gate.
Yüzünü vitrine bastırdı.
- He pressed his face against the shop window.