to examine; to try; to put to the test

listen to the pronunciation of to examine; to try; to put to the test
الإنجليزية - التركية

تعريف to examine; to try; to put to the test في الإنجليزية التركية القاموس.

search
araştırmak

İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi. - He came to Tokyo in search of employment.

Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok. - We don't have time to search every room carefully.

search
aramak

O, kayıp çocuğunu aramak için gitti. - She went in search of her lost child.

Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı. - Many men set out for the West in search of gold.

search
araştırma

Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim. - I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.

Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi. - All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.

search
{f} 1. araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
(Askeri) ARAŞTIRMAK: Bir hava hedefinin yerini tespit etmek üzere, ışıldak ve radar huzmesini semada bir saha üzerinde ileri hareket ettirmek
search
{f} incelemek
search
gemide araştırma yapma
search
araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
search out araştırıp öğrenmek
search
{f} sondalamak [tıp.]
search
dikkatle tetkik ve teftiş etmek
search
arama tarama yapmak
search
yoklamak
search
üstünü aramak
search
yoklama
search
bakma
search
(fiil) araştırmak, aramak, üstünü aramak, yoklamak, incelemek, sondalamak [tıp.], gedik açmak (mermi)
الإنجليزية - الإنجليزية
search
to examine; to try; to put to the test
المفضلات