to examin, prove, endeavor, attempt

listen to the pronunciation of to examin, prove, endeavor, attempt
الإنجليزية - التركية

تعريف to examin, prove, endeavor, attempt في الإنجليزية التركية القاموس.

try
{i} deneme

Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz. - Linux is a free operating system; you should try it.

Tom her zaman yeni bir şey denemek ister. - Tom always wants to try something new.

try
{f} çalışmak (yapmaya)
try
girişim

Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin. - Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.

try
kalkışma
try
sıkmak
try
kızdırmak
try
uğraşmak

Ona uğraşmak anlamsız. - It's nonsense to try that.

Sonunda Tom'u odasını temizlemeye ikna etmek için uğraşmaktan vazgeçtim. - I finally stopped trying to persuade Tom to clean his room.

try
(Tıp) Deneme, tecrübe
try
tetkik etmek
try
{f} teşebbüs etmek
try
{f} çalışmak, uğraşmak: They are trying to finish the project on time. Projeyi zamanında bitirmeye çalışıyorlar
try
{f} tatmak
try
{f} taşırmak (sabır)
try
tecrübe etmek
try
(fiil) denemek, gayret etmek, teşebbüs etmek, çalışmak (yapmaya), sınamak, yormak, taşırmak (sabır), yargılamak, tatmak
try
{i} atış hakkı (ragbi)
try
(isim) deneme, çaba, atış hakkı (ragbi)
try
tahkik etmek
try
(Tıp) Denemek, tecrübe etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} try
to examin, prove, endeavor, attempt
المفضلات