Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
- Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
O, her zamankinden daha güçlüdür.
- He is stronger than ever.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci.
- I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.
Ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum.
- I never want to see you here ever again!
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Hiçbir şey daima güvende değildir.
- Nothing is ever secure.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
- Who was the greatest philosopher that ever lived?
O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam.
- He's the most dangerous man who ever lived.
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
- If you ever come to town, come to see me.
Eğer kenara çekilirsen, herkes için yer olur.
- If you would move over, there would be room for everyone.
Eğer bize yardım ederseniz, herkes memnun olur.
- Everyone will be happy if you help us.
Benimle çıkmak isteyeceğinizin pek olası olmadığını biliyorum fakat hâlâ en azından bir kez sormalıyım.
- I know that it is highly unlikely that you'd ever want to go out with me, but I still need to ask at least once.
Onlar her ay bir kez maç izlemeye giderler.
- They go to watch a play once every month.
Çok param vardı ama hepsini harcadım.
- I had a lot of money, but spent everything.
Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
- Not every student went there yesterday.
Her çocuk, hayatında bir babaya ya da bir baba figürüne ihtiyaç duyar.
- Every child needs a father or a father figure in their life.
Herkes hayatında yanlış şeyler yapar.
- Everyone does wrong things in their lives.
Şu ana kadar Muskogee'de bulundu mu?
- Ever been to Muskogee?
Şu ana kadar tattığım ilk Japon yemeği buydu.
- This was the first Japanese food I had ever tasted.
How can I ever get there in time.
It was ever thus.
Tom thinks that women always tell their best friends everything.
- Tom thinks women always tell their best friends everything.
Tom thinks women always tell their best friends everything.
- Tom thinks that women always tell their best friends everything.
Did I ever!.
This family empathy measure is highly related to ever use of birth control but not to any measure of continuous use.
He's back and better than ever.
... and we will ever resolve on the leading security challenges of our time ...
... And if we ever get it wrong and have the wrong hashtag, ...