Derhal tahliye etmek zorundayız.
- We have to evacuate immediately.
Biz tahliye etmek zorundayız.
- We've got to evacuate.
Boşaltmak zorundayız. Bir kasırga geliyor.
- We have to evacuate. A tornado's coming.
Binada bir yangın var. Hemen boşaltmalıyız.
- There's a fire in the building. We have to evacuate immediately.
Onları boşaltmıyorum.
- I don't evacuate them.
Binada bir yangın var. Hemen boşaltmalıyız.
- There's a fire in the building. We have to evacuate immediately.
Tahliye etmek için hâlâ zamanımız var.
- We still have time to evacuate.
Onlar büyük elçilikten tüm gereksiz personeli tahliye etmeyi planlıyorlar.
- They plan to evacuate all nonessential personnel from the embassy.
Boşaltmak zorundayız. Bir tornado geliyor.
- We have to evacuate. A tornado's coming.
The firefighters told everyone to evacuate the area as the flames approached.
The scientist evacuated the chamber before filling it with nitrogen.
... Maybe in Japan, it's unlikely for us to evacuate at such an ...
... something, people were able to evacuate. ...