to establish a settled lifestyle, and especially to marry

listen to the pronunciation of to establish a settled lifestyle, and especially to marry
الإنجليزية - التركية

تعريف to establish a settled lifestyle, and especially to marry في الإنجليزية التركية القاموس.

settle down
{f} yuva kurmak

Sami yuva kurmak istiyordu. - Sami wanted to settle down.

settle down
sakin olmak
settle down
sakinleşmek
settle down
yerleştirmek
settle down
çöreklenmek
settle down
yola gelmek
settle down
yerleşmek

O, Arkhangelsk'te onunla yerleşmek istiyordu. - She wanted to settle down with him in Arkhangelsk.

Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır. - Tom is ready to settle down and start a family.

settle down
yerleş

Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır. - Tom is ready to settle down and start a family.

Tom yerleşmeyi reddetti. - Tom refused to settle down.

settle down
yatırmak
settle down
oturtmak
settle down
{f} demir atmak
settle down
rahat bir şekilde oturmak
settle down
(deyim) rahatça oturmak. settle down to sth. kendini bir şeye vermek,zihnini bir noktaya toplamak
settle down
(fiil) demir atmak, yerleşmek, kurulmak, yuva kurmak, uslanmak, durulmak
settle down
(deyim) evlenip durulmak
settle down
to kendini (bir işe) vermek, (bir işi) cidden yapmaya başlamak. 5
settle down
(Fiili Deyim ) 1- yerleşmek , oturmak , kurulmak 2- bir yerde yerleşmek
settle down
{f} uslanmak
settle down
{f} durulmak
الإنجليزية - الإنجليزية
settle down
to establish a settled lifestyle, and especially to marry
المفضلات