İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
İşini bitirdikten birkaç dakika sonra, o yatmaya gitti.
- A few minutes after he finished his work, he went to bed.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.
- Bob reached the finish line first.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I want to finish the work on my own.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Tom tabloya birkaç son rötuşları ekledi.
- Tom added a few finishing touches to the painting.
Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.
- I'm adding the finishing touches now.