to encounter; to experience

listen to the pronunciation of to encounter; to experience
الإنجليزية - التركية

تعريف to encounter; to experience في الإنجليزية التركية القاموس.

meet with
uğramak
meet with
karşılaşmak
meet with
ile görüşmek
meet with
görüşmek

Henry adlı biri seninle görüşmek istediğini söyledi. - Someone named Henry said he wants to meet with you.

Onunla tekrar görüşmek istemiyorum. - I don't wish to meet with him again.

meet with
ile karşılaşmak
meet with
karşılaş

Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır. - Your proposal will meet with significant resistance.

Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını! - Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole!

الإنجليزية - الإنجليزية
meet with

The proposal met with stiff opposition.

to encounter; to experience
المفضلات