to emit or throw out; to void; as, to avoid excretions

listen to the pronunciation of to emit or throw out; to void; as, to avoid excretions
الإنجليزية - التركية

تعريف to emit or throw out; to void; as, to avoid excretions في الإنجليزية التركية القاموس.

avoid
{f} kaçınmak

Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi. - The suspect wanted to avoid being arrested.

Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik. - We took a back road to avoid the heavy traffic.

avoid
önlemek

Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır. - Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.

Eğer kolesterolü önlemek istiyorsanız yanında yağ olmadan yağsız et yiyin. - If you want to avoid cholesterol, eat lean meat with no fat.

avoid
sakınmak

Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım. - I swerved to avoid hitting a skunk.

avoid
{f} savuşturmak
avoid
{f} -den kaçınmak; -den çekinmek
avoid
çekinmek
avoid
içtinap etmek
avoid
fesholunur avoidance sakınma
avoid
alıkoymak
avoid
kurtulmak

Sami, tutuklamaktan kurtulmak için Mısır'a kaçtı. - Sami fled to Egypt to avoid arrest.

avoid
kaçmak
avoid
engel olmak
avoid
yanaşmamak
avoid
{f} -den sakınmak
avoid
{f} uzak durmak
avoid
(fiil) kaçınmak, savuşturmak, sakınmak, önlemek, uzak durmak, korunmak; iptal etmek
avoid
{f} -den kurtulmak; -i önlemek
avoid
{f} korunmak

Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al. - Take lots of vitamin C to avoid catching cold.

الإنجليزية - الإنجليزية
avoid
to emit or throw out; to void; as, to avoid excretions
المفضلات