to embellish with design; to adorn with figures

listen to the pronunciation of to embellish with design; to adorn with figures
الإنجليزية - التركية

تعريف to embellish with design; to adorn with figures في الإنجليزية التركية القاموس.

figure
{i} rakam

Tom rakamlarda hatasızdır. - Tom is accurate at figures.

Çek miktarını hem rakamla hem de harflerle yazın. - Write the amount on the check in letters as well as figures.

figure
{i} figür

O orantılı bir figüre sahiptir. - She has a well-proportioned figure.

Soldaki figür resmin bütünlüğünü bozuyor. - The figure on the left spoils the unity of the painting.

figure
{f} yer al
figure
{i} desen
figure
sima
figure
(Biyokimya) çizit
figure
{i} insan tasviri
figure
önemli kişi
figure
endam

Kate iyi bir endama sahip. - Kate has a good figure.

figure
tavır
figure
değer

Tom bunun denemeye değer olduğunu düşündü. - Tom figured it was worth a try.

figure
suret

Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm. - I saw a figure approaching in the distance.

figure
(fiil) şekillendirmek, resmetmek, tasvir etmek, desenlemek, süslemek, düşünmek, yeralmak, rol oynamak, anlamı olmak, ifade etmek
figure
beden yapısı
figure
{f} tasvir etmek
figure
saymak
figure
rakamlı
figure
{i} boy bos, endam
الإنجليزية - الإنجليزية
figure
to embellish with design; to adorn with figures
المفضلات