to eject into outer space. usually without a space suit

listen to the pronunciation of to eject into outer space. usually without a space suit
الإنجليزية - التركية

تعريف to eject into outer space. usually without a space suit في الإنجليزية التركية القاموس.

space
{i} aralık
space
{i} uzay

İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı. - Human beings succeeded in flying into space.

Uzayda hiç kimse senin çığlığını duyamaz. - In space, no one can hear you scream.

space
{i} ara

Bugünün uzay araçları roketler kullanıyor ve roketler büyük miktarda itici yakıt kullanıyor. - Today’s spacecraft use rockets and rockets use large quantities of propellant.

Tom arabasını park yerinden çıkardı. - Tom backed his car out of the parking space.

space
aralamak
space
mahal
space
süre

Hava atomları ve molekülleri sürekli egzosferden uzaya kaçmaktadır. - Air atoms and molecules are constantly escaping to space from the exosphere.

Uzay yürüyüşleri genellikle işe bağlı olarak, beş ve sekiz saat arasında sürer. - Spacewalks usually last between five and eight hours, depending on the job.

space
aralıklara bölmek
space
espas
space
müddet
space
atlama

Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım. - I had to leave out this problem for lack of space.

space
(İnşaat) yer,uzay,aralık
space
(Tıp) Ara, aralık, mesafe, boşluk, spatium
space
{f} aralık bırakmak
space
aralık koymak
space
{f} boşluk bırakmak
space
ara ver/aralıklı diz
space
{f} aralıklı dizmek
space
{i} mesafe: in the space of ten miles on millik
space
(fiil) ara vermek, boşluk bırakmak, aralık bırakmak, espas koymak, aralıklı dizmek
space
boşluk,v.boşluk bırak: n.boşluk
الإنجليزية - الإنجليزية
space

The captain spaced the traitors.

to eject into outer space. usually without a space suit
المفضلات