Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.
- A referee should not favor either side.
Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either of them.
İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either twin.
Mary güzel değil, fakat çirkin de değil.
- Mary's not pretty, but she isn't ugly, either.
Bu benim değil. Benim de değil.
- This isn't mine. It's not mine either.
Kızların her ikisini de tanımıyorum.
- I don't know either girl.
Tom! Bu cümlelerin çok bencil olduğunun farkında mısın?: Onlar her zaman ya seninle başlıyor ya da seninle bitiyor! Hatta her ikisi! o, Tom'a serzenişte bulundu.
- Tom! Do you realise that these sentences are very self-centred: They always either begin with or end with you! Even both! she reproached Tom.
Ya Tom ya da Mary markete gidecek, fakat ikisi değil.
- Either Tom or Mary go to the market, but not both.
Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.
- Do you want to go out or stay at home? Either is OK with me.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
- I don't like either of them.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Çocuklardan herhangi birini görmedim.
- I didn't see either boy.
kullanıldığı yere gore sıfat,zamir,zarf ve bağlaç olabiliyor.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Tom ne İngilizce ne de Fransızca konuşuyor.
- Tom doesn't speak either French or English.
Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir.
- Tom can't speak either French or Spanish.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
- Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
İster evlen ister evlenme öyle ya da böyle pişman olacaksın.
- Whether you get married or not, you'll regret it either way.
İster evlen ister bekar kal, öyle ya da böyle pişman olacaksın.
- Whether you get married or stay a bachelor, you'll regret it either way.
Ya içeri gel ya da dışarı git.
- Either come in or go out.
Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün.
- Either be as you seem or seem as you are.
Her hands, long and beautiful, lay on either side of her face.
Either you eat your dinner or you go to your room.
And either vowd with all their power and wit, / To let not others honour be defaste .
... buried under a layer of mud for centuries it's either preservation is ...
... caused either by the collision of universes or by the fusioning of universes. ...