Tom Mary ile sorunu görüşmek istiyor.
- Tom wants to discuss the problem with Mary.
Seninle bir şey görüşmek istiyorum.
- I'd like to discuss something with you.
Onu burada tartışmak istemiyorum.
- I prefer not to discuss it here.
İlerde bunu tartışmak için sebep olmadığını anlıyorum.
- I see no reason to discuss it further.
Patronumla kişisel konuları konuşmaktan imtina ederim.
- I avoid discussing personal subjects with my boss.
Tom işini konuşmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like to discuss his work.
Bu sorun tartışılmaya değer.
- This problem is worth discussing.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
For she was giuen all to fleshly lust, / And poured forth in sensuall delight, / That all regard of shame she had discust, / And meet respect of honour put to flight .