تعريف to dress or adorn with a costume or appropriate garb في الإنجليزية التركية القاموس.
- costume
- {i} giysi
Nereden bir giysi kiralayabilirim?
-Where can I rent a costume?
Çocuklar için ne tür giysiler aldın?
-What kind of costumes did you buy for the children?
- costume
- kostüm
Mary Cadılar bayramı kostümü üzerinde çalışıyor.
-Mary is working on her Halloween costume.
Bir kostüm giymen gerekiyor.
-You're supposed to wear a costume.
- costume
- costumer kostümleri hazırlayan kimse
- costume
- {i} sahne elbisesi
- costume
- costume jewelry taklit ziynet eşyası
- costume
- incik boncuk
- costume
- {i} kıyafet
Tom ve Mary kıyafet balosuna katıldılar.
-Tom and Mary attended a costume party.
Cadılar Bayramı kıyafetinin ne olacağına karar verdin mi?
-Have you decided what your Halloween costume will be?
- costume
- {i} elbise
Cadılar bayramı için bir korsan elbisesi giydi.
-She wore a pirate costume for Halloween.
- costume
- {i} tayyör
- costume
- {i} mayo
- costume
- kıyafete sokmak
- costume
- kostüm,v.elbise giy: n.kıyafet
المصطلحات ذات الصلة
تعريف to dress or adorn with a costume or appropriate garb في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- costume
Seated on the carpet, by the side of this basin, was seen Mr. Rochester, costumed in shawls, with a turban on his head. His dark eyes and swarthy skin and Paynim features suited the costume exactly. He looked the very model of an Eastern emir, an agent or a victim of the bowstring.