to draw into any interest or party; to win to one's side; to conciliate

listen to the pronunciation of to draw into any interest or party; to win to one's side; to conciliate
الإنجليزية - التركية

تعريف to draw into any interest or party; to win to one's side; to conciliate في الإنجليزية التركية القاموس.

gain
edinmek
gain
çoğalma
gain
ileri gitmek
gain
f oluk açmak
gain
çıkar
gain
(Kanun) kazanç elde etmek
gain
edinç
gain
-e sahip olmak
gain
kazandırmak
gain
ulaşmak
gain
kâr

Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar. - They tried very hard to gain an advantage over one another.

Zararın neresinden dönersek kârdır. - A small gain is better than a great loss.

gain
ilerleme
gain
(sögen) ileri gitmek
gain
artış

Bugün Dow Jones ortalama iki puanlık artış ilan etti. - The Dow Jones average posted a gain of two points today.

gain
yarar

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız. - We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.

gain
{i} yükselme
gain
f oluk
gain
{f} ileri gitmek (saat)
gain
{f} artırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
gain
to draw into any interest or party; to win to one's side; to conciliate

    الواصلة

    to draw in·to a·ny in·ter·est or party; to Win to one's side; to con·ci·li·ate

    النطق

المفضلات