Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
- I had no alternative but to document the war crimes.
Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
- The document was distributed to all department heads.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
Sami bu dökümanı imzalamak zorunda kalacak.
- Sami will have to sign this document.
O en önemli dökümanları imzalar.
- He signs the most important documents.
Evraka imzamı ekledim.
- I attached my signature to the document.
Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde.
- The new document system is worth $4,000.
Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
- I had no alternative but to document the war crimes.
Lütfen belgeleri bu odadan çıkarma.
- Please don't take the documents out of this room.
Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
A ship should be documented according to the directions of law.
He documented each step of the process as he did it, which was good when the investigation occurred.
... document them, and bring the perpetrators to justice. ...