Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz.
- A house divided against itself cannot stand.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Yol burada ikiye bölünür.
- The road divides here into two.
Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
- The equator divides the globe into two hemispheres.
Öğretmen bu proje üzerindeki işi bölmemizi istiyor.
- The teacher wants us to divide the work on this project.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
There is a great divide between us.
Stay on your side of the divide, please.
The divide left most of the good land on my share of the property.
... you could divide the world into two equal parts; half rural and half urban, about three ...
... rather than 1 0, which is why we divide our days into two 1 2-hour blocks, ...