Sığ suda dalmak tehlikeli.
- It's dangerous to dive in shallow water.
İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.
- Who wants to find pearls, has to dive deep.
Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
- Bill dived into the river to save the drowning child.
Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı
- Pat stripped off his clothes and dived in.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
- I want to dive off the cliff.
Ben çoğunlukla her gün dalış yaparım.
- I dive almost every day.
Tom on üç yaşındayken dalmayı öğrendi.
- Tom learned to dive when he was thirteen.
Tom beş yaşındayken dalmayı öğrendi.
- Tom learned to dive when he was five.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
- I want to dive off the cliff.
Mayuko soğuk suya daldı.
- Mayuko dived into the cold water.
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
- Tom watched Mary dive into the water.
She dove right in and started making improvements.
... But before we dive in, let me just tell you why I'm so ...
... Let's dive in deeper. ...