الإنجليزية - التركية
تعريف to dislike greatly, abhor, detest, loathe في الإنجليزية التركية القاموس.
- hate
- nefret etmek
Senden nefret etmek istemiyorum.
-I don't want to hate you.
Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
-To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
- hate
- {i} nefret
Ondan nefret etmemin nedeni bu.
-This is why I hate him.
Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
-Some people hate to argue.
- hate
- nefret duymak
- hate
- {i} kin
- hate
- {f} nefret et
O, kocasından nefret etti.
-She hated her husband.
Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti.
-Fred went so far as to say that he had hated me.
- hate
- beğenmemek
- hate
- hoşlanmamak
- hate
- {f} sevmemek
- hate
- bir kimseye düşman olmak
- hate
- {i} iğrenme
- hate
- {f} kin beslemek
- hate
- {f} istememek
- hate
- {f} iğrenmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to dislike greatly, abhor, detest, loathe في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {v} hate
to dislike greatly, abhor, detest, loathe
الواصلة
to dis·like greatly, abhor, detest, loatheالنطق
Resimler
المفضلات