to destroy; to put an end to

listen to the pronunciation of to destroy; to put an end to
الإنجليزية - التركية

تعريف to destroy; to put an end to في الإنجليزية التركية القاموس.

murder
{f} öldürmek

Sen Tom Jackson'ı öldürmekten tutuklusun. - You're under arrest for the murder of Tom Jackson.

O, kocasını öldürmekle suçlandığı için mahkemelik oldu. - She went on trial charged with murdering her husband.

murder
cinayet

O cinayete tanıklık etti. - He witnessed the murder.

O cinayetten suçluydu. - He was guilty of murder.

murder
{f} kasten öldürmek
murder
{f} bozmak
murder
{i} adam öldürme
murder
kıymak
murder
kanlı

Fadıl'ın, kanlı planını uygulamasını hiçbir şey durduramaz. - Nothing can stop Fadil from executing his murderous plan.

murder
(Kanun) kasden cinayet işleme
murder
katletmek
murder
çok zor iş
murder
içine etmek
murder
{f} öldür

Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zamanda, Tom bir barda Mary ile içiyordu. - Tom was drinking at a bar with Mary at the time the police think that John was murdered.

Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular. - Tom and Mary attempted to murder John.

murder
(isim) adam öldürme, cinayet, öldürme
murder
{f} (yasaya aykırı olarak) (birini) öldürmek, katletmek
murder
murder a piece of music bir müzik parçasını berbat etmek
murder
(fiil) öldürmek, cinayet işlemek, kasten öldürmek, bozmak
murder
murder in the first degree kasten adam öldürme
murder
{f} k.dili. bozmak
الإنجليزية - الإنجليزية
murder
to destroy; to put an end to
المفضلات