Fadıl'ın haberi hastane personelini harap etti.
- The news of Fadil's death devastated the hospital staff.
İkinci Güneş Sistemi Savaşı ana gezegeni harap etti.
- The Second Solar System War devastated the home planet.
Anı berbat etmek zorundaydın, değil mi?
- You had to ruin the moment, didn't you?