Onların hepsi Tom'a bakmak için döndü.
- They all turned to face Tom.
Tom Mary'ye bakmak için geriye döndü.
- Tom turned around to face Mary.
Benimle tekrar o şekilde konuşursan, yüzünü parçalayacağım.
- If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.
Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti.
- His face is distorted by pain.
Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.
- Tom's face is badly bruised.
Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı.
- I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.
I'm going to have to face this sooner or later.