Biri Tom'la ilgilenmek zorunda.
- Someone has to take care of Tom.
İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
- I've got my own problems to take care of.
Cildinize özen göstermeniz önemlidir.
- It's important to take care of your skin.
İki çocuğu şöyle dursun, karısı şimdi onun büyük babasına bakmak zorundaydı.
- His wife now had to take care of his grandfather, not to mention their two children.
Benim işim bebeğe bakmaktır.
- My job is to take care of the baby.
Ona dikkat etmek ister misin?
- Do you want to take care of that?
Can somebody take care of the customers while I clean this mess?.