Meydan okumak için hazırım.
- I'm up for the challenge.
Tom iyi bir meydan okumaktan hoşlanır.
- Tom enjoys a good challenge.
Tom meydan okumayı kabul etti.
- Tom accepted the challenge.
Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.
- Don't challenge someone who has nothing to lose.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Tom bir meydan okuma ile karşı karşıya.
- Tom is facing a challenge.
İki hamlede, Kasparov meydan okuyucu kontrol edecektir.
- In two moves, Kasparov will check the challenger.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.
Tom benim itirazımı kabul etti.
- Tom accepted my challenge.
Sami ona itiraz etmedi.
- Sami didn't challenge that.