Bilim adamları bir gecede bir bardak kırmızı şarap sağlığa zarar vermek için yeterlidir diyor.
- One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
Ben, hasar için ödeme yaptım.
- I paid for the damage.
Sel köye büyük hasar verdi.
- The flood did the village extensive damage.
Siparişiniz zarar gördüğü için çok üzgünüz.
- We are very sorry that your order was damaged.
Zararı ödemeyi reddettikleri için mahkemeye gittik.
- We went to court when they refused to pay for the damage.
Tom zarar ziyan için para ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay for damages.
Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
- We got our roof damaged by the typhoon.
Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
- The flood did great damage to the crops.
Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.
- The spell of drought did severe damage to the harvest.
Sel köye büyük hasar verdi.
- The flood did the village extensive damage.
Ne ought he car'd, whom he endamaged / By tortious wrong, or whom bereau'd of right.
The lacrosse practice really tore up the field.
He banged up his new car last night.
Be careful not to damage any of the fragile items while unpacking them.
... damage, the hazard, and the impact before and after 2011. ...
... that you minimize the psychological damage of people ...