Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to hug you.
Tom Mary'ye sarılmak istiyor.
- Tom wants to hug Mary.
Sarılmaktan vazgeçtiler.
- They stopped hugging.
O, ona sarılmak istiyor.
- She wants to hug him.
Bu akşam seni kucaklamak ve kahveye davet etmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim?
- I want to hug you and invite you to coffee this evening, how can I do that?
Sadece hoş büyük bir kucaklamaya ne dersin?
- How about just a nice, big hug?