Planlamak için başarısız olma başarısız olmak için planlamadır.
- Failing to plan is planning to fail.
Her şeyi planlamak zorundayım.
- I have to plan everything.
Bir plan yapmak zorundayız.
- We have to make a plan.
Plan yapmak için başarısız oluyorsan, başarısız olmak için planlıyorsun.
- If you fail to plan, you plan to fail.
Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim.
- I can't agree with you with regard to the new plan.
Planı nasıl tasarladı?
- How did he work out the plan?
Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok.
- About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.
Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu.
- Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Tom için bir parti tertip ettim.
- I planned a party for Tom.
Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim.
- I doubt that Tom planned to spend so much time on that project.
Projeyi sorunsuz olarak daha ileriye götürmek için, biz planı birkaç kez revize ettik.
- In order to progress the project smoothly, we have revised the plan several times.