Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Rusya, Avrupa Birliği ve ABD; birbirlerini Ukrayna'nın iç işlerine müdahale etmekle suçluyorlar.
- Russia, the European Union and the U.S. are accusing each other of interference in Ukraine's domestic affairs.
Ben kişisel yaşamınıza müdahale etmek istemiyorum.
- I don't want to interfere with your personal life.
Müdahale etmemeliydim.
- I shouldn't have interfered.
O, fanatiklere müdahale etti.
- He interfered with the fans.
Özel işlere karışmayın.
- Don't interfere in private concerns.
Tom okurken ona karışma.
- Do not interfere with Tom while he is reading.