Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to contradict (another) or frustrate the plans of

listen to the pronunciation of to contradict (another) or frustrate the plans of
الإنجليزية - التركية

تعريف to contradict (another) or frustrate the plans of في الإنجليزية التركية القاموس.

cross
{i} çapraz

Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz. - When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.

O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü. - He did the crossword with ease.

cross
geçmek (karşıdan karşıya)
cross
kırma
cross
-e karşı gelmek
cross
huysuz
cross
öbür tarafına geçmek
cross
karşı koymak
cross
kızgın

Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum. - When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.

cross
(Spor) (Futbol) orta
cross
{s} çaprazlama

Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz. - When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.

Bir kamyon yolun ortasında çaprazlamasına durdu. - A truck stopped crosswise in the middle of the road.

cross
{i} artı işareti
cross
{i} çapraz işareti
cross
{i} hile
cross
{s} kesişen
cross
{f} kesişmek
cross
üstüne çizgi çizmek
cross
{f} çaprazlaştırmak
cross
{f} karşıdan karşıya geçmek; -i geçmek: Look both ways before crossing the street. Karşıdan karşıya geçmeden önce iki yöne
cross
türleri ayrı olan hayvan veya çiçekleri çiftleştirip melez çeşitler elde etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
cross
to contradict (another) or frustrate the plans of
المفضلات